Şeklini tamamlamamış bir bulut gibi dolaşıyordum. Gözüm, dilim, kalbim ayrı yerlerde savruluyordu. Sen geldin ya, özlemim dinecek sandım. Yanılmışım!
Geri Dönen Sevgiliye Mektup!
Yokluğunda buralar ne kadar sessizdi anlatamam. Çok gürültülü ve kalabalık gibi duruyordu.
Oysa gereksiz bir telaşmış hepsi, öylesine sıradan ve sığ! Aklımın özensiz karmaşasına aldanmışım.
Sensizliğin ağırlığını, geldiğinde anladım. Meğer ne büyük boşluklar bırakmışsın giderken ve hiç doldurulamamış yerin.
Hissettiklerimi kelimelere dökmek zor. Asla anlamadığım yüzlerce kitabı okuyup bitirmek gibi,yalnız cümleler kalmış aklımda, çoğunun kelimeleri rast gele dizilmiş.
Döndün ya, şimdi daha çok özlüyorum seni. Kötü oldu bu iş, kandırıyormuşum ne güzel kalbimi.
Her yanım tam sanıyormuşum, aynada eksiklerini göremeden bakıyormuşum. Geldin, her şey değişti.
Dengem alt üst oldu bu bahar akşamında. Oysa rüzgar yüzümü okşadıkça oyalanıyordum.
Yalancı ve küçük aşklara dayamıştım yüreğimi, zaman geçtikçe alışıyordum üstelik, hatta alışmıştım.
Çıkabilecek miyim işin içinden? Farkında olmak zor sanat, kendini kandırdığını bile unutan bir ruhun varken üstelik. Sarhoş, kabul eder mi ayyaşlığı? İşte, bu da onun gibi! Geceleri gemiler daha hızlı gider sanırız, oysa o bir göz yanılmasıdır. Ben ne kadar yol gittiğimi sanıyordum, yaşamın hız limitini aşmışken, meğer benimki de kalp yanılmasıymış.
Unutarak yaşamak işin kolayıydı, geç saat gelen gece nöbetlerini saymazsak. Sigaram gibi, senim gelmiş, nasıl hissettin bilmem ki? Doğru zamanlama budur! Zaten hep hedefi bulurdun.
Yok saymak, boşlukları doldurmuyormuş demek ki, öğrendim. Gerçi seni bende hiç yok edemedim. En azından bir cümlen vardı, altı öyle dolu, öyle büyük anlamı olan; onu saklamıştım. Laf aramızda hiç gitmemiştin zaten, bu yürek bilir de itiraf edemez ayrı.
Bak, bir döndün, yaşamımın yönü değişiverdi. Sen olmasan, daha çok karanlık tüneller koşardım. Ucunda belki hiç ışık olmayan bir sonsuza doğru, nefes nefese, molasız ve duraksız yürüyüp giderdim.
Hepsi tesadüf gibi duran ama hep sebebi olan yaşam çarpışmalarında, kaderi biraz kurcalamak gelir içimden. Seninle nerede alın yazımız buluştuysa, nedensiz değildir demişimdir. Şimdi gelişin de bunun ispatıdır. Her yaradılışın gerekçesi gibi, bizim de bir olacağımız var. Yalnız zamanı kestiremiyoruz.
Büyümüş müyüm? Küçük bir kız çocuğunun gizlendiği kadın kalbim değişmiş mi? Verdiğin kitaplar işe yaramış mı? Söylesene bunca fırtınadan sonra, hak ettiği beceriyi kazanmış mı dilim? Aslında sormak istediğim bunlar değildi. Dürüstlüğü bırakmadan elden, aslıma döneyim ve bir cesaret verip cümlelerime, kaçamak olmayan bir cevap isteyeyim. Sen de beni özlemiş misin?
Geldin ya, şimdi seni daha çok özleyeceğim. Bıraktığın sigaradan bir nefes çekmek gibi! Yine çalkalanacak burada dünyam. Çıtalar yükselecek, sana denk birini arayacak gözlerim. Saat hep 12’yi vuracak kimle konuşsam, ikinci cümlede masal bitecek. Olsun! Sen bir geldin, koca yaşam değişti. Gittiğim yolun yönü döndü. Sihrin geldi yine, şu cümlenin bile ortasına oturuverdi. İyi ki geldin sevdiceğim, hoş geldin!
Yazıyı yorumlayalım
Bu yazı, kaybedilen ve yeniden bulunan bir aşkın yarattığı duygu fırtınasını yoğun bir edebi ve duygusal dille anlatıyor. Şair, sevdiği kişinin geri dönüşüyle yaşadığı karmaşık hisleri, özlemi, mutluluğu ve aynı zamanda kaybetme korkusunu betimlemek için etkileyici metaforlar ve mecazlar kullanmış. Yazının ana teması, yeniden buluşmanın getirdiği sevinçle birlikte, aşkın bitmeyen özlemi ve eksikliğidir.
1. Şairin Hissettiklerini Anlamlandırma
- Yokluk ve Boşluk: Yazı, sevgilinin yokluğunda yaşanan derin bir boşluk duygusuyla başlıyor. Şair, sevgilinin gidişiyle oluşan boşluğun ne kadar büyük olduğunu, ancak geri döndüğünde tam olarak fark ettiğini söylüyor. Bu, “bir şeyin değerini kaybedince anlamak” temasıyla örtüşüyor.
- Dönüş ve Dengelerin Altüst Oluşu: Sevgilinin dönüşü, şairde sevinçle birlikte karışık bir duygu yaratıyor. Bir yandan mutluluğu ifade ederken, diğer yandan “şimdi daha çok özlüyorum seni” gibi ifadelerle, bu dönüşün aslında özlem duygusunu artırdığı vurgulanıyor.
2. Metaforlar ve Duyguların Anlatımı
- Şekilsiz Bulut Metaforu: Şair, sevgilisi olmadan bir şekli olmayan, savrulan bir bulut gibi hissettiğini söylüyor. Bu, sevgilinin şairin hayatına anlam ve düzen getirdiğini ifade ediyor.
- Rüzgar ve Yalancı Aşklar: Şair, sevgilinin yokluğunda hayatına giren geçici ilişkileri “yalancı ve küçük aşklar” olarak tanımlıyor. Bunlar, sevgilinin bıraktığı boşluğu dolduramamış ve sadece bir oyalanma olarak kalmış.
- Gece ve Tünel Metaforu: Şair, sevgilinin yokluğunda karanlık tünellerde koşmak gibi hissettiğini anlatıyor. Bu metafor, umutsuzluğu ve gelecekteki belirsizlikleri simgeliyor.
3. Geri Dönüşün Etkisi
- Sevginin Yeniden Alevlenmesi: Sevgilinin geri dönmesi, şairde unutulmuş ya da bastırılmış duyguları yeniden canlandırıyor. Bu durum, aşkın gücünü ve insanın sevgiye olan ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seriyor.
- Kalp Yanılması ve Gerçek Sevgi: Şair, sevgilinin yokluğunda yaşadığı hayatın bir “kalp yanılması” olduğunu fark ediyor. Sevgiliye duyulan gerçek aşkın, diğer tüm ilişkilerden üstün olduğu anlaşılıyor.
4. Kader ve Buluşma İnancı
- Şair, sevgilinin geri dönüşünü bir tesadüf olarak değil, kaderin bir işareti olarak görüyor. “Her yaradılışın gerekçesi gibi, bizim de bir olacağımız var” cümlesi, aşkın ilahi bir plana bağlı olduğunu düşündüğünü ifade ediyor.
5. Sorular ve İtiraflar
- Şair, sevgilisine doğrudan ve dürüst bir şekilde “Sen de beni özledin mi?” sorusunu soruyor. Bu, aşkın tek taraflı olmamasını ve karşılıklı duygulara dayalı olmasını umduğunu gösteriyor.
- Yazının sonunda şair, sevgilisinin geri dönmesiyle hayatında bir değişim yaşandığını kabul ediyor. Ancak bu dönüşün, şairin duygusal karmaşasını daha da derinleştirdiği vurgulanıyor.
6. Şairin Mesajı
- Aşk, bir denge ve karmaşadır: Şair, aşkın insanda hem mutluluk hem de karmaşa yaratan güçlü bir duygu olduğunu ifade ediyor. Sevgilinin yokluğu ve varlığı, bu dengenin nasıl sürekli değiştiğini gösteriyor.
- Özlem, aşkın parçasıdır: Geri dönüşe rağmen özlem duygusunun bitmemesi, aşkın özünde bu duyguyu barındırdığını anlatıyor.
- Kaderin rolü: Şair, sevgilinin geri dönüşünü, bir tesadüf değil, kaderin bir gereği olarak görüyor ve bu aşkın zamanla yeniden şekilleneceğine inanıyor.
Genel Değerlendirmemiz şudur :
Yazı, yoğun duygularla kaleme alınmış bir aşk itirafı ve sevgiliye duyulan özlemin ifadesi. Şair, yalnızlığın, özlemin ve yeniden buluşmanın etkilerini içten bir dille aktararak okuyucuyu derin bir duygusal yolculuğa çıkarıyor. Aşkın karmaşıklığını ve insana kattığı anlamı, hem eksiklik hem de tamamlanmışlık duygularıyla harmanlayarak ustalıkla ifade ediyor.