Adam genç kadına seslendi:
– Bana gözyaşı borcun var..!
Genç kadın sordu:
– Nasıl öderim ..?
Adam gözlerini kırptı;
– Haydi gülümse..!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi.
Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.
Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
İkisi de bahar kokuyordu…
Biri ilkbahar, diğeri güz.
Adam, seslendi yine;
– Bana mutluluk borcun var..!
Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
-Nasıl ödeyebilirim..?
Heyecanlandı adam
– Haydi yat dizlerime..!
Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca.
Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının.
Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu.
Çaresizliğini ördü sırasıra.
Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam.
Yetmedi, gizli düğüm attı… Ağladı.
Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu.
Genç kadının gözlerinin içine baktı;
– Bana yürek borcun var..!
Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı.
– Bu borcumu nasıl ödeyebilirim..?
Adam kollarını uzattı
– Haydi tut ellerimi..!
Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın.
Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.
Genç kadın gitmek üzereydi.
Adam son kez seslendi;
– Bana can borcun var..!
Kadın irkildi;
– Can mı..?
Derin bir nefes çekti adam;
– Evet… Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!
Hoşuna gitti sözler kadının
– Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun..?
Adam, biraz daha yaklaştı;
– Yum gözlerini..!
Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini.
Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu…
– Bu ne şimdi yaptığın..? diyerek çattı kaslarını kadın…
Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi;
– Hayat öpücüğüydü..!
Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı…
Adam, şaşırdı;
– Ya senin bu yaptığın neydi..?
Genç kadın kapıya yöneldi;
– Veda öpücüğü..!
Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik
ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.
Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına.
– Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar…
Genç kadın sümbülleri aldı:
– Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini..!
Adam sevindi:
– Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter..!
Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam,
– Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!
Haykırışı yağmura karıştı.
Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa..!
Yazıyı yorumlayalım
Bu yazı, derin bir duygusal bağın, sevginin, özlemin ve terk edilişin metaforlarla anlatıldığı, şiirsel bir hikâye olarak karşımıza çıkıyor. Yazar, aşkı bir borç metaforu üzerinden işlemiş ve her borç, sevginin farklı bir boyutunu simgelemiş. Yazıyı anlamlandırmak için temel öğeleri ve alt metinlerde verilen mesajları değerlendirelim:
1. Borç ve Sevginin Sembolik İlişkisi
- Yazıda “borç” kavramı, aşk ve duygusal bağlılığı temsil ediyor. Adam, kadının varlığı ve etkisiyle oluşan duygusal ihtiyaçlarını “borç” olarak tanımlıyor. Bu borçların her biri (gözyaşı, mutluluk, yürek, can) aslında sevgi, güven, bağlılık ve karşılık bekleyen bir aşkın ifadesi.
- Adamın talepleri: Adamın “borç” isteme biçimi, sevdiği kadına duyduğu ihtiyacı ve bağımlılığı gösteriyor. Ancak bu borçlar, maddi değil, tamamen duygusal değerlerden oluşuyor.
2. Aşkın Aşamaları ve Kadının Tavrı
- Kadın, başlangıçta bu talepler karşısında şaşkınlık ve mahcubiyetle cevap veriyor, ancak zamanla adamın hislerine karşılık veriyor. Burada, aşkın tek taraflı bir duygu olmaktan çıkıp karşılıklı bir bağ haline gelmesi işleniyor.
- Kadının borçları ödeme şekli: Kadının adamın borçlarını öderken verdiği tepkiler (gülümseme, saçını okşama, ellerini tutma), sevginin sadece fiziksel değil, manevi bir tamamlayıcılık taşıdığını gösteriyor.
3. Adamın Umut ve Çaresizliği
- Adamın her borçla birlikte kadına daha fazla bağlanması, sevginin derinleştiğini, ancak bir o kadar da çaresizlik ve kaybetme korkusunun arttığını simgeliyor.
- “Umut çiçekleri”: Sümbüller, adamın umutlarını ve aşkını sembolize ediyor. Kadına olan güveni, umutlarının ona emanet edilmesiyle somutlaşıyor. Adam, bu çiçeklerin solmasını istemezken, aslında kadına olan sevgisinin ve umudunun canlı kalmasını diliyor.
4. Ayrılık ve Geri Dönüş İhtimali
- Kadının “veda öpücüğü” ve ardından gitmesi, aşkın bazen acı bir ayrılıkla sonlanabileceğini anlatıyor. Ancak adamın “umut çiçeklerine” iyi bakması talebi ve “aşk borcu” hatırlatması, sevginin tamamen bitmediğini, bir ihtimalin hala var olduğunu simgeliyor.
- Yağmur ve kalabalık metaforu: Kadının yağmurlu bir kalabalığın içinde kaybolması, onun duygularını bastırdığını ve bu ayrılıkla baş etmeye çalıştığını gösteriyor. Adam ise yağmurun içinde bile kadına sesleniyor; bu, aşkın bitmeyen bir çaba ve umut olduğunu ifade ediyor.
5. Şairin Mesajı
- Aşk, bir alışveriştir: Şair, aşkı iki kişi arasında sürekli bir duygu alışverişi olarak ele alıyor. Bu alışverişte bir taraf daha fazla verirken, diğer tarafın bunu fark etmesi ve denge kurması gerektiği mesajı veriliyor.
- Sevgi emektir: Adamın çabaları, sevginin yalnızca bir his değil, aynı zamanda sabır, emek ve fedakarlık gerektirdiğini anlatıyor. Kadının gidişi ise, sevginin bazen karşılık bulmayabileceğini ama umudun devam ettiğini vurguluyor.
- Ayrılık, sevginin sınavıdır: Kadının ayrılması, sevginin bir sınavdan geçtiğini ve geride kalan kişinin bu sınavı umutla karşılaması gerektiğini gösteriyor.
Genel Değerlendirme ise şudur :
Bu metin, hem mecazlarla hem de duygu yoğunluğuyla okuyucuyu etkileyen, bir aşk hikayesini ustalıkla işleyen bir yazı. Aşkın farklı boyutlarını bir borç ilişkisi üzerinden ifade ederken, insanın duygusal karmaşasını, özlemini ve umutlarını çarpıcı bir şekilde yansıtıyor. Şair, sevginin bir yandan bağışlama ve emek gerektiren, diğer yandan bazen karşılıksız kalan bir duygu olduğunu bize hatırlatıyor. Yazının sonunda kadının gitmesi, aşkın her zaman mutlu bir sonla bitmeyeceğini, ama umudun ve sevginin izlerinin daima var olacağını gösteriyor.