Ne kadar uzaklara bakabilirsin. Sabahleyin masana oturduğunda dünyanın dönmüş ve dönmekte olduğunu farkedermisin. Sen biryerlerdeyken birilerinin senin önüne geçmiş olduğunu hissedermisin. Dünyanın bir yerindeki adamın senin hayatını eninde sonunda değiştireceğini hissedermisin. Bunun için önlemini aldın mı? Yoksa gelen değişikliği iliklerinde mi hissedeceksin. Bugün ne kadar uzaklara baktın, ne kadar uzakları düşündün. Dün bir adam çapa salladı ve toprağı havalandırdı. İşte o topraktan yetişen meyveyi yiyeceksin. Bugun bir baskasi balık tuttu senin için. Hiç tanımayacaksın onu ya da adını bilmeyeceksin, belkide tanısan nefret edeceğin kişinin elinden yemek yemiş olacaksın. Dün birinin aklına dahiyane bir fikir geldi. O fikir dalga dalga yayılacak. İşte o fikirden dolayı yaşam tarzın, arkadaşların, hayat biçimin değişecek.
Ne kadar insanların içlerine bakabilirsin. Başkalarının derinliklerine inebilirmisin. Onların gizli gündemini yakalayabilirmisin. Ne kadar, birisinin içgüdüsüyle yaptığını, bilinçli yaptığından ayırabilirsin. Kendini farkında olmadan ele verdiği anları duyarmısın sessizce. İçgüdülerin ne kadar da ortak olduğunu görebilirmisin. Biri senin için bir şey hissetti bugün. Hisleri doğrultusunda hareket etmeye başladı bile. Saat işlemeye başladı. Kaçınılmaz sona doğru adım adım yaklaşıyorsun. Bu hisleri ve hareketi yakalayabildin mi? Yoksa sonuçlarını mı yaşamayı tercih edersin. Kendini gördüğün ve görmediğin tanıdıklarının, akrabalarının yerine koyup onların senin hakkındaki düşüncelerini bulabilirmisin. Kendini ve diğerlerini bu kadar iyi tanıyormusun?
Ne kadar kendi içine bakabilirsin. Kendinin farkındamısın. Korkularını hiç yönettin mi? Elini ne kadar diplere uzattın. Başkasında gördüğünün aslında bir zamanlar sen olduğunu ne zaman farkettin. Hiç dibi gördün mü? Gün ve gecedeki, dün ve bugündeki senin ne kadar farklı maskeler taktığını ne zaman farkettin. Ne kadar güçlüsün ve ne kadar dayanabilirsin pes etmeden? Aynada gördüğün ne kadar sensin?
Cenk Kaan ÖRNEK