Bunun için önce müstezat nedir bunu bilmek gerekiyor
MÜSTEZAT :
Gazelin her dizesine kısa bir dize eklenmesiyle oluşur; ancak bu kısa dizeler “ziyade” adını alır, yani “dize” kabul edilmez.
Uyak düzeni genellikle gazel gibidir:
aa/ xa/ xa/xa/xa…
Ziyadeler, eklendikleri dizelerle uyaklı olur.
Aruzun belirli bir kalıbıyla yazılır.
Divan şiirinin sanatlı biçimlerindendir. Fakat seyrek kullanılmıştır.
Müstezat Örneği:
Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figanın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğimin tfğ-i zebanın
Te’sir-i lisânın
Ah eylemeğe başladı âyâ bu ne halet
Nolsun bu hararet
Bilmem yine bir derd mi var bülbül-i canın
Ol mürg-ü nihânın
Âh etse nola bülbül-i dil meşhedim üzre
Tâ mahşer olunca
Çok çekti gam-ı harını gülzâr-ı cihanın
Bu bâğ-ı fenanın
İzzet ne şeker çiğnedi tût? gibi bilmem
Açmış yeni bir söz
Reşk ile sulandı yine ağzı şuarânın
Sınf-ı fusehânın
İzzet Molla
Ölçü: Mefûlü mefailü mefâîlü feûlün Mefûlü feûlün
Günümüz Türkçesiyle
Bülbül yetişir, feryadın bağrımı kan etti, / ağzını kapa. /
Dilinin kılıcı, dilinin etkisi yüreğimi hançer gibi deldi.
Ah eylemeğe başladı, acaba bu ne haldir? / Bu hararet nedendir (Ne olsa gerektir?) Can bülbülünün, o gizli kuşun, bilmem yine bir derdi mi var?
Gönül bülbülü şehit olduğum yer üzerinde mahşere kadar âh etse ne olur? / O, dünya gül bahçesinin, bu ölümlü bahçenin, dikeninin tasasını çok çekti.
İzzet, papağan gibi, nasıl bir şeker çiğnedi bilmem, /yeni bir söz açmış; ozanların, o rakipler sınıfının, kıskançlıkla yine ağzı sulandı.
SERBEST MÜSTEZAT
19. yüzyıl sonlarında özellikle Edebiyatı Cedidecilerin geliştirdikleri bir nazım biçimi. Divan şiirindeki müstezattan şu özellikleriyle ayrılır:
a) Serbest müstezat, hem aruz hem de hecenin çeşitli kalıplarıyla yazılabilir;
b) temel olarak alınan kalıbın çeşitli parçaları çeşitli düzenlerle bir arada kullanılabilir;
c) aynı nazım içinde yalnız bir kalıp değil, başka başka kalıplar ve bunların parçaları kullanılabilir;
ç) uzun ve kısa dizeler kimi zaman belli bir düzen içinde sıralanır, kimi zaman da herhangi bir düzene bağlı kalınmaz;
d) uyak örgüsünün düzenlenişi de kurala değil, şairin isteğine bağlıdır.
Klasik nazım biçimlerinden ve tek ölçeğin birörnekliliğinden kurtulup yeni biçimler ve ahenkler yaratmak düşüncesiyle oluşturulan bu biçim, serbest şiire geçişte bir aşama olmuştur.
Not 1: Bu nazım biçiminde düşünceler, dizeden dizeye atlayarak devam eder. Nazım, giderek nesre yaklaşmış olur.
Not 2: Serbest müstezat, serbest nazıma geçişi sağlamıştır.
KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide.Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış
Ahmet Hâşim
ÖMR-İ MUHAYYEL
Bir ömr-i muhayyel…Hani gülbünler içinde
Bir kuşcağızın ömr-i bahârîsî kadar hoş;
Bir ömr-i muhayyel…Hani göllerde,yeşil,boş
Göllerde,o sâfiyet-i vecd-âver içinde
Bir dalgacığın ömrü kadar zaîl ü muğfel
Bir ömr-i muhayyel!
Yalnız ikimiz,bir de o:Ma’bûde-i şi’rim;
Yalnız ikimiz,bir de onun zıll-ı cenâhı;
Hâkîlere bahş eyleyerek hâk-i siyâhı
Dûşunda beyaz bir bulutun göklere âzim.
Her sahn-ı hakîkatten uzak,herkese mechûl;
Bir safvet-i masûmenin âgûş-ı terinde,
Bir leyle-i aşkın müteennî seherinde
Yalnız ikimiz sayd-ı hayâlât ile meşgul.
Savtındaki eş’ar-ı pür-âhenk ile mâlî,
Şi’rimdeki elhan-ı muhabbetle nagam-saz,
Ah istiyorum,göklere âmâde-i pervâz
Bir lâne-i âvârede bir ömr-i hayâlî…
Bir ömr-i hayâlî…Hani gülbünler içinde
Bir kuşcağızın ömr-i bahârîsî kadar hoş;
Bir ömr-i hayâlî…Hani göllerde, yeşil, boş
Göllerde,o sâfiyet-i vecd-âver içinde
Bir dalgacığın ömrü kadar zaîl ü hâlî
Bir ömr-i hayâlî!
Tevfik Fikret
0 BELDE
Denizlerden
Esen bu ince hava saçlarınla eğlensin Bilsen
Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-ı şâma bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!
Ne sen Ne ben
Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ
Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ
Olan bu mâî deniz Melali anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Sana yalnız bir ince tâze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer
Bu sefîl iştiha, bu kirli nazar,
Bulamaz sende bende bir ma’nâ,
Ne bu akşamda bir gam-ı mermîn
Ne de durgun denizde bir muğber
Lerze-i istitâr u istiğna
Sen ve ben Ve deniz
Ve bu akşam ki lerzesiz sessiz
Topluyor bû-yı rûhunu gûyâ,
Uzak Ve mâî gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkûmuz…
Ahmet Haşim
Kaynak: http://www.eokul-meb.com/serbest-mustezat-nedir-ornekleri-41473/