Zincir

İşsiz, güçsüz kaldığım gurbet ellerinde köşe pencerem, kendimce Abdülhak Hâmid’in “Kürsü-i temaşa *”sı yerine geçerdi. Yabancı memleketlerde bir kasabaya sokulup uzun süre yaşamaktaki ezginliğin.

Zeytin Ekmek

Genç, beyaz, gürbüz kadın, tıpkı zalim âşığının hışmına uğramış evvel zaman cariyesine benziyordu… Soluk basma entarisi parça parçaydı. Gür, kıvırcık, kumral saçları, mermer kadar.

Yükakı

Mehmet Efendi, on senedir kasabada oturuyordu. Köydeki tarlaları, bağları, bahçeleri ortak elinde kalmıştı. Aziz ahbabı Müftü Hacı Ali Efendi ile dertleşirken: — Hepsini yanmış,.

Yüksek Ökçeler

Aksaraylı Câbir Paşa’yı bir zamanlar tanımayan yoktu; zevcesi, Cennetmekan’ın gözdelerinden mi, hazinedar ustalarından mı ne imiş… İşin içyüzünü bilenler, o kolunda taşıdığı kat kat.

Yuf Borusu Seni Bekliyor

Aksaraylı Câbir Paşa’yı bir zamanlar tanımayan yoktu; zevcesi, Cennetmekan’ın gözdelerinden mi, hazinedar ustalarından mı ne imiş… İşin içyüzünü bilenler, o kolunda taşıdığı kat kat.

Yoldan Geçen-Nazlı Eray

Günlerden Pazar Hava sıcak mı sıcak… Haziran ’m son günleri… Televizyon programlarında iş yok; sen hastanede nöbetçisin, üstelik bugün benim doğum günüm. “Yoldan geçen.

Yeni Bir Hediye

Yemekten kalkalı belki bir saat olmuştu. Karı koca, kahvelerini, her zamanki gibi yalının balkonunda içtiler. İçindeki şeyler silinmiş, süpürülmüş de sonra havaya mıhlanmış gümüş.

Yarım Kalan Aşk

Rasim, bir akşam okuldan döndüğü vakit, kendi ismine gelmiş bir zarf buldu. İçinde çiçekli bir kâğıt üstüne, şu satırlar yazılıydı: “Rasim Bey, ben sizi.

Yağmur

Gece yarısı çalan telefonla tepesi attı. Bir hanımına, bir kayınpederine söylene söylene yataktan kalktı. Önce banyo kapısına tosladı, ardından dümeni salona kırdı. Nihayet, sehpaya.

Ya Sabır

Gece yarısı çalan telefonla tepesi attı. Bir hanımına, bir kayınpederine söylene söylene yataktan kalktı. Önce banyo kapısına tosladı, ardından dümeni salona kırdı. Nihayet, sehpaya.

Vire

İki senedir Goça taraflarını alan, talan eden on altı bin kişilik Türk ordusundan şimdi, bu kalede yadigâr gibi, yüz elli asker kalmıştı. Onlar da.

Velinimet

Geçen gün hava ne güzeldi! Logaritmacı Hasan’la Hürriyet Tepesi’ne gittik. Bomonti’ye kadar uzandık. Daha kış uykusundan uyanmamış sisli Kâğıthane’ye, mavi mahmur Haliç’e yükseklerden baktık..