Simit

Tablasının sehpasını o kadar olmaz bir itina ile yerleştirirdi ki… İki ayak, kaldırımın kenarında, öndeki tek ayak denin üzerinde dururdu. Kaldırımla yol arasında kalan.

Evham

EVHAM Sabahları uyanınca ağzım çiriş çanağı gibi. Midemde bir sancı… Şöyle bir salya yastığımı ıslatıyor. Sağ gözümde de bir sulanma.. Rıfat Bey dedi: “Yemeklerden.

Eldebir Mustafendi

Hukukumuz pek eskiydi. Onun için her şeyini bilirdim. Hiçbir şeyini benden saklamazdı. Bazan, hele bayramlara yakın, yazıhaneye mutlaka uğrardı. Şöyle bizebanlar kaidesi üzere kûşeiçeşm.