Sokrat ST – Çocuktum

Çocuktum masum hayallerim vardı.
Mesela her çocuk gibi futbolcu olmak.
Mahalle aralarında top yuvarlardık.
Cam kırardık, çok can sıkardık.

Çocuktum masum oyunlar oynardık.
Mesela külah atardık Ermeni’ye.
Boncuklu tabancamız vardı, mermi değil.
Doğal olarak eşit görüyorduk her bireyi.

Çünkü çocuktuk… Ne bileyim ayrım gayrım.
Bir çocuğun bilmediği tek şey, ayrılmaydı.
Çünkü çocuktuk be amına koyayım en azından,
Masum olmak gerektiğinin farkındaydık.

Nasıl bir çocukmuşuz yetişkinden öte.
Bizim tek derdimiz saklambaç oynarken bir sote!
Velhasıl kelam çocukken sual şimdi insan olmak ödev.

Çocuktum sen bilir misin bir futbolcu kartının, küçük bir çocuk için ne ifade ettiğini?
Sek sek mermerinin bozuk bir asfaltta, saniyede kaç ivmeyle, kaç defa sektiğini?
Bilir misin karanlık bir köşe başında, ilk dumanı ciğerlerime 10 yaşımda çektiğimi?
Nereden bilebilirdim mahalledeki abilerin, ruh ve beden sağlığıma nifak tohumu ektiğini.

Ey gidi Trabzon!
Boztepe’nin manzarasını inan hayal edemezdi Picasso.
14 yaşındaydım, küçük bir arka mahalleden koca bir metropole geçiş yapmak biraz zordu.

Be İstanbul şiir gibisin de, okumak ne mümkün!
Ne hengamesi, ne malı, ne mülkü!
Bu şehir milyonlarca insan içinde, yalnızlığın bestelendiği, enstrümanı kalabalığın sesi olan bir türkü!