Bu Bizimki (Cemal Süreya)
Bu Bizimki Yıkıcı bir aşk bu, Yıkıyor milletin ortasına Tutku yükünü. Bölücü bir aşk Ekmeği suyu bölüyor Günde üç öğün. Hain bir aşk bu,.
Bu Bizimki Yıkıcı bir aşk bu, Yıkıyor milletin ortasına Tutku yükünü. Bölücü bir aşk Ekmeği suyu bölüyor Günde üç öğün. Hain bir aşk bu,.
Düello.. Bir düelloda Daha büyük bir şey vardır Ve daha acıdır bu Ölümden de ölüm korkusundan da Bakarsın dün en güvendiğin kişi Karşı tarafın.
Aşk…. Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi.
Güzelleme Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu.
Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Kehanet 1985 Lokman şair senin hayatın Yedi kırlangıcın hayatı kadar Altısını ardı ardına yaşadın Bir kırlangıcın daha var Cemal Süreya Bu sayfada yer alan.
[kirmizitext]Bir Mineli[/kirmizitext] Bir mineli altın saat, Bir altın köstek ve madalyon Bir roza maşallah, On iki miskal inci. Madalyonunu ve boncuğunu İttim içeri, Gozlerimizin.
Karacaoğlan Kilimim siyahtır bütün renklerden İçinde kil var milim var Umut’un içinde mut varsa Umutsuzluğun da içinde umut Bağnazlığın içinde Banaz Götürüp sonra Sivas’ta.
Sayım Ayışığında oturuyorduk Bileğinden öptüm seni Sonra ayakta öptüm Dudağından seni Kapı aralığında öptüm Soluğundan seni Bahçede çocuklar vardı Çocuğundan öptüm seni Evime götürdüm.
Şiir. Kadın kendini gösterdi usulcana Çekingenlikle koşulu beyaz usulcana Gittiler gözleri aşka yaşamaya yangın Gidip gelenler oldu gitti geldiler. Kadın saçlarını getirmedi uzakta tuttu.
Üvercinka Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız.
Bir Çiçek Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde, Bir yanlışı düzeltircesine açmış; Gelmiş ta ağzımın kenarında Konuşur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda, Güverteleri.
Siz Saatleri Siz, saatleri yaşadınız. Zamantaşlarını. Niceldir saatler. Adsızsırlar. Renklerini, kokularını kişiselliklerden alırlar. Aylar birbirinin içinden yürüyebilir. Ağustosta bile Marta gönderme vardır. Yine de.
Su Serp Sineme Çıkamazsın, gönlüm haremdir sana Bakamazsın, eller mahremdir sana Umut pınarından su serp sineme Aslı’sın, bu yanan Kerem’dir sana… Cemal Süreya Bu.
Kalın Abdal ağıdı önce söylenen sen nereye uçuyorsun, ağıdı önce söylenen ölüm korkusunu atar, sen nereye uçuyorsun boynu usul telli turna Pir Sultan benim.