Category : Cahit Külebi

Kadınlar, Ülkeler, Denizler (Cahit Külebi)

Kadınlar, Ülkeler, Denizler (Cahit Külebi)

Kadınlar, Ülkeler, Denizler Gözlerin gözlerime değince Su katılıyor rakıya Denizler açılıyor önümde. Üç çeşit deniz var bildiğim: Birincisi süt liman deniz. İlkgünün özenle okşadığı, Gökyüzüyle kaynaşan deniz. İkincisi dalgalı oynak, Bir kedi gibi önce
Hikaye (Cahit Külebi)

Hikaye (Cahit Külebi)

Hikaye Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde Ceviz ağaçları yoktu, Ben bu yüzden istanbul escort serinliğe hasretim Okşa biraz! Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt
Sıvas Yollarında (Cahit Külebi)

Sıvas Yollarında (Cahit Külebi)

Sıvas Yollarında Sıvas yollarında geceleri Katar katar kağnılar gider Tekerleri meşeden. Ağız dil vermeyen köylüler Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler? Ağır ağır istanbul olgun escort kağnılar gider Sıvas yollarında geceleri. Ne, yıldızlar
Dost.. (Cahit Külebi)

Dost.. (Cahit Külebi)

Dost.. Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse tire escort duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız Dokunarak uçalım. insanlardan buz gibi
Ölümlü İnsanlar İçin (Cahit Külebi)

Ölümlü İnsanlar İçin (Cahit Külebi)

Ölümlü İnsanlar İçin Hepiniz öleceksiniz! Tanrı katına çıkacaksınız utanmadan! Ruhlarınız koyup kaçacak sizi! Topraklara gömüleceksiniz. Kurtlar, böcekler, solucanlar Sevinçle saldıracak üstünüze. Elleriniz bomboş kalacak, Kimse bakmayacak resminize. Sevilmiş kadınların hayali Dumanlar gibi dağılacak; Faydaydı,
Yakınma (Cahit Külebi)

Yakınma (Cahit Külebi)

Yakınma Bir halin var seviyorum Küçük ellerinden daha çok Bir halin var özlüyorum Sıcak dudaklarında yok Yıldızlı gözlerinde ayrı ufuk Bir halin var düşünüyorum Bir halin var gülüyorum Arsız burnunda çocuk Bir halin var
İstanbuldaki (Cahit Külebi)

İstanbuldaki (Cahit Külebi)

İstanbuldaki İstanbul'da bir sevdiğim vardı Keçi yavrusuna benzer, Rüzgar eserdi hafiften gözlerinde Halden anlardı. Bütün Şehzadebaşı bilir hikayemizi, Gülhane parkı bilir, gemiler bilir, Gelip geçen bakardı. Yanakları güz elmasına benzer Soğuk havalarda. Ormanlar gibi
Sevda (Cahit Külebi)

Sevda (Cahit Külebi)

Sevda Bildim ki yalnız nasibim sen, Ekmeğim senden gelirmiş İnsan uyuyabilirmiş izin verirsen. Dolaşamıyorum sokakta Rüzgarlarla serinlenemiyorum Esneyip gerinemiyorum Upuzun yatamıyorum parkda Bir mavi balon mudur bu yaz İçi sevda dolu yolculuk Kurtar beni
İstanbul (Cahit Külebi)

İstanbul (Cahit Külebi)

İstanbul Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Niksar'da evimizdeyken Küçük bir serçe kadar hürdüm. Sonra âlem değişiverdi Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak. Sonra
Evvel Zaman (Cahit Külebi)

Evvel Zaman (Cahit Külebi)

Evvel Zaman Asardın okulu her sabah Sen de aşıktın bir zamanlar, Geceleri sokak sokak gezerdin Ellerin ceplerinde, yıldızları sayarak. İnsanın sevdası on beşinde Horoz şekerlerine güneşlere benzer, Gülerdi tramvaylarda küçük bir kız Bekareti beyaz
Rüzgar (Cahit Külebi)

Rüzgar (Cahit Külebi)

Rüzgar Şimdi bir rüzgâr geçti buradan Koştum ama yetişemedim. Nerelerde gezmiş tozmuş Öğrenemedim. Besbelli denizden çıkıp Kıyılar boyunca gitmiştir. Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu Yüreğini allak bullak etmiştir. Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru
Temmuz (Cahit Külebi)

Temmuz (Cahit Külebi)

Temmuz Vücudun çıra gibi tutuştu tutuşacak Saat üçe doğru bir temmuz gününde, Yani beni düşüneceksin, ya da bir başkasını Gülecek, konuşacak, dinleyeceksin İncecik parmakların saçlarının içinde. O zaman kim bilir ben nerde olurum? Vücudum