Category : Ahmet Oktay

Öğrenim (Ahmet Oktay)

Öğrenim (Ahmet Oktay)

Öğrenim Hocan Bedri Rahmi -renkli güneşler bir iki kalın sözlük nakışlı veremler ve doğurgan aşklar yerdi bir oturuşta- çok kalabalık bir halk yüzüyle öldü; haftada üç gün gezdirirdi sizleri Tophane'de. Kazıbilim'de çanak-çömlek değil bayat
Kadınlar Çıkmazı (Ahmet Oktay)

Kadınlar Çıkmazı (Ahmet Oktay)

Kadınlar Çıkmazı Yarım bir aşk, yarım bir dudaksın sıkıntılı ikindi yağmurlarında her yeni erkekten sonra daha erkeksin tuzlu inciler dolu kuş uçmaz mavisi gözlerinin. Işıklara çarpıyorsun sokağa çıksan şehrin korkusu büyüyor pencerelerde. Avuntusu yok
Bir Günün Sonunda Arzu (Ahmet Oktay)

Bir Günün Sonunda Arzu (Ahmet Oktay)

Bir Günün Sonunda Arzu Ne çok iz bedenimde senden: İki siyah haşhaş açtı düşlerinle ısırdığın omuzlarımda; göğsümdeki bu onmayan yara gözyaşının damladığı günden kalma; "Mutlu aşk yok" diye inildemişti Aragon, uçurum gibi parıldayan Elsa’ya.
Ten Orda Yırtılır (Ahmet Oktay)

Ten Orda Yırtılır (Ahmet Oktay)

Ten Orda Yırtılır Karlı dağı tarttım ve söğütlerin gölgelediği dereyi. Eşittiler yeşim taşının oluştuğu ve bebeğin memeden kesildiği vakitlerde. Göreli nicelikler ama kim emin niteliklerden? Geçti geçen: Anımsamıyorum artık kimdi ilk seviştiğim kadın? Belirsiz
Eski Bakır (Ahmet Oktay)

Eski Bakır (Ahmet Oktay)

Eski Bakır Bir çığlığın içinde yakalıyorum seni Kaç kez İstanbulsu, Parıldayan, ısıtan, yakan bir alev gibi. Üstünde uzun, pis, yalnız sokakların yağmuru.. Odaların, merhabaların, gülücüklerin sıkıntısı Tramvayların, vapurların sıkıntısı Yitmiş aşkların, yitecek aşkların Aynı
Sırada (Ahmet Oktay)

Sırada (Ahmet Oktay)

Sırada Uzat saçlarını gecenin balkonundan isteğimin çok tüylü suyuna. Bir orman gecesinde bir kar gündüzünde, gördüm nasıl süzüldüğünü yırtıcı ölüm kuşlarının. Hadi uçsun memelerindeki güvercinler hadi cennet ülkeni sun. Kardeşliğin şarabını istemiyorlar söyle kaç
Anı (Ahmet Oktay)

Anı (Ahmet Oktay)

Anı Yazdı gözlerimi yumduğumda, öğle sonrası; dayımdı dutu silkeleyen, çarşafın dört ucunda Dört kadın; herhalde komşu kızları; dedem de su çekiyordu kuyudan, Hamidiye'nin güvertesindeydi sanki, oysa abdest alacaktı birazdan. Ah! Sonsuz biçimler veren bize
Anneler Günüymüş (Ahmet Oktay)

Anneler Günüymüş (Ahmet Oktay)

Anneler Günüymüş Pancurları dövdü tüm gece yağmur, şafakla açtım: dupduruydu gök. Çektim içime güllerin kokusunu, çoktan kesilmişti karşı koruluk yine de bekledim bülbül sesini. Kim bildi ki sözlerin imlemimi? Gözaltında olduğumuz koğuşta, Son firarda
Sözün Yurtluğu (Ahmet Oktay)

Sözün Yurtluğu (Ahmet Oktay)

Sözün Yurtluğu "Ne yazıyorsun?" diye soruyor geçen günkü çocuk: usulca açmış bir haşhaş çiçeği çitin yanında. Öğle sonunun dinginliğinde yankılanıyor soru. Yaşam böyle apansız kuşatıyor Sözü: daha yolunu sorarken yele, kerteriz ararken geri dönmek
Tuhaf Duygu (Ahmet Oktay)

Tuhaf Duygu (Ahmet Oktay)

Tuhaf Duygu Dolaşıyorum ne zamandır kalbimde bir gül kesiği; ıslak bir tülbent koy göğsüme emsin büyüyen o siyah lekeyi; çoktan döndüm gittiğim gurbetlerden yine de içimde kanayan bir sılanın sesi. Ahmet Oktay    Bu
Bütün Erkekler Ölür (Ahmet Oktay)

Bütün Erkekler Ölür (Ahmet Oktay)

Bütün Erkekler Ölür Çünkü gök sıkıntıyla ağar rüzgar buruşur, bir yaprak düşer ve kaçıyordur solgun mavilikte maviler ve al geyikler. İşte altın ve kara akıntılar: analar, yitirilmiş resimlik yoksulluk, o korkunç kadın. Susun, tümünün
Kaç Kişiyiz Kendimizde (Ahmet Oktay)

Kaç Kişiyiz Kendimizde (Ahmet Oktay)

Kaç Kişiyiz Kendimizde Pavese, Malcolm Lowry. İkizlerim. Gece de sonsuz değil, kötülük de. Ben de denedim. Lav fokurdarken, gidip geldim delilikleri. Bin vampir besledim şuramdaki inde. Sövdüm ve şehvetle öptüm her Meleği; ah! Bilemedim.
Kuş Mitingi (Ahmet Oktay)

Kuş Mitingi (Ahmet Oktay)

Kuş Mitingi Sonbahardan sonra ağaçlar Hep duman açar Ankara'da Saksılarda yeşil bir yalnızlık Uzayıp gider ev tutsaklığında Kış boyu rüzgârsız ve çiçeksiz Ne gün kalır güneşin yüreğinde Ne şafak ne sabah Kar altında dilsiz
Sığınak .. (Ahmet Oktay)

Sığınak .. (Ahmet Oktay)

Sığınak .. Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu Sana dokununca mı denizleniyor masa Senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan Sıkıntımın ormanında? Üç beş günümüz var şuracığında Nice oyuncağımızı kırdılar Biz de güzel çocuklardık bahçelerde
Beş Kuruşa Aşk Şarkıları (Ahmet Oktay)

Beş Kuruşa Aşk Şarkıları (Ahmet Oktay)

Beş Kuruşa Aşk Şarkıları Bir yalnızlık büyütürdüm saksıda kalandı çok eski günlerden bir bana yetsin, hıncımı arttırsın aşkımı pekiştirsin diye sevince. Günüydü, gelip durdu hüznümün önünde gidilmemiş bir saklı deniz sandım. Kıpırdamazdı yapraklar geceyle